Değerli Meslektaşlarım,
Değerli Arkadaşlar,

Büyükelçiliğimiz şehitleri Necla Kuneralp ve emekli Büyükelçi Beşir Balcıoğlu ile merhum Antonio Torres Olmedo’yu ebediyete intikallerinin 42. yıl dönümünde anmak üzere toplandık.

Bu yılki anma törenini, İspanya’nın da Covid-19 salgınında kaybettiği hayatların yasını tuttuğu günlerde gerçekleştiriyoruz. Ve ne yazık ki törenimizi salgın tedbirleri nedeniyle bu defa kısıtlı bir katılımla ve geçen yıllarda yaptığımızın aksine, saldırının yapıldığı noktada değil de Büyükelçiliğimizde gerçekleştirmek durumunda kaldık.

Bundan tam 42 yıl önce bugün, Büyükelçiliğimizin Madrid’de o dönemde bulunduğu Calle Monte Esquinza 48 adresinden sabah saat 10:10’da çıkmakta olan araç, Ermeni terör örgütü JCAG’a mensup teröristlerin hain saldırısına uğramıştır.

Bu menfur saldırıda, Türkiye Cumhuriyeti’nin o dönemki İspanya Büyükelçisi Zeki Kuneralp’in eşi Necla Kuneralp’i, ağabeyi emekli Büyükelçi Beşir Balcıoğlu’nu ve Büyükelçiliğimizin şoförü İspanyol uyruklu Antonio Torres Olmedo’yu terör kurşunlarına kurban verdik. Merhum Büyükelçi Balcıoğlu meslek hayatında uğradığı iki suikasttan kurtulmuş, ancak emekliliğinde şehit edilmiştir.

Balkan Harpleriyle başlayan ve Osmanlı Devleti’ni yıkılışa götüren dönemde, tüm Avrupa, Kafkasya ve Ortadoğu’ya hâkim olan savaşlar, milyonlarca insanın topraklarından sürülmesine, ölümüne ve tarifsiz acılara neden olmuştur. 1915 olayları bu kalın kitabın sadece bir bölümüdür.

Tüm bunlardan yaklaşık 50 yıl sonra, özellikle Ermenistan dışında yaşayan Ermeniler, 1915 yılında Osmanlı Devleti tarafından Ermeni halkına soykırım yapıldığı iftirasını dünyanın dört bir yanında öne sürmeye başlamışlardır. Kısa bir süre sonra da Ermeni teröristler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yurt dışındaki görevlilerine/diplomatlarına yönelik menfur saldırı eylemlerine başlamışlardır.

27 Ocak 1973'te Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir'in Ermeni asıllı Amerikalı Gurgen Mıgırdiç Yanıkyan tarafından şehit edildiği saldırı, Türk diplomatlara yönelik yapılan ilk saldırı olmuştur. Bu hain saldırıyla, Türk diplomatlarına karşı Ermeni terörü de başlamıştır.

1970’li yollardan itibaren ASALA, JCAG, ARA ve 17 Kasım gibi terör örgütleri tarafından gerçekleştirilen saldırılarda, 31’i Türk diplomat olmak üzere toplam 42 kişi yaşamını yitirmiştir. Maalesef sadece Türk oldukları ve Türkiye’yi temsil ettikleri için katledilen şehitlerimiz, tüm tehditlere karşın, kendilerinin ve ailelerinin hayatlarını riske atma pahasına görevlerini layıkıyla yerine getirmişlerdir.

Bu hain saldırıların da arzu edilen hedefe ulaşamadığı açıktır. Türk Ulusu “soykırım” etiketini kesinlikle kendisine yakıştırılabilecek bir millet değildir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” vecizesini kendisine rehber edinmiş, ırkçı zihniyetin hiçbir zaman egemen olmadığı barışsever Türk Milleti, tarihin hiçbir döneminde de soykırım yapmamıştır. Aksine, hem tarihte hem de günümüzde Devletimiz ve Türk Milleti, çeşitli ülkelerden mezalimden kaçan, korunmaya ve yardıma muhtaç milyonlarca insana kucak açarak, aşını ve işini paylaşmıştır. Bugün de tüm dünyayı etkisine alan salgınla mücadelede gösterdiği dayanışmayla, dünyanın her köşesine ulaştırdığı tıbbi yardımlarla bu cömertliğini ve insanı yaşatmaya öncelik veren yaklaşımını bir kez daha ortaya koymuştur.

Türkiye terörün her türlüsüne karşı mücadelede en çok fedakârlıkta bulunan ülkeler arasında yer almaktadır. Cephelerdeki kahramanlarımızdan başlayarak, en hain, en korkak, en insanlık dışı saldırılara imza atan PKK, FETÖ, DHKPC, DEAŞ, JCAG, ASALA'nın dahil olduğu terör örgütlerinin saldırılarında şehit olan tüm güvenlik görevlilerimizi, devlet memurlarımızı ve vatandaşlarımızı bu vesileyle bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Bu düşüncelerle, Büyükelçililiğimiz şehitlerine ve tüm Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, aziz hatıraları önünde minnet ve saygıyla eğiliyorum.